İslamın Işığı
  Kurban hakkında sorular
 
KURBAN'IN ETİ VE DERİSİ
Resûl-i Ekrem (sav)'in ilk dönemlerde kurban etinin üç günden fazla saklanılması yasakladığını bilinmektedir. Nitekim İbn,i Ömer (ra)'den rivyate edildiğine göre Resûl-i Ekrem (sav) şöyle buyurmuştur: "Sizden hiç kimse, kurbanın etinden üç günden fazla yemesin."(Sahih-i Müslim - İst: 1401, Çağrı Yay. C: 2, Sh: 1560, K. Udhiyye: 5 had. No: 1970. Ayrıca Sünen-i Tirmizi ve Sünen-i Nesai.)
Daha sonra bu yasak kaldırılmıştır.. ertesi sene hulûl edince Ashab: "-Yâ Rasula'llah!.. (Kurban etini) geçen sene yaptığımız gibi mi dağıtacağız?" diye sordular, Resûl-i Ekrem (sav) şöyle cevab verdi: "Bu yıl (kendiniz) yeyiniz, (Müsafirlere ve fukaraya) yediriniz, (Ailenize) azık da ediniz. Çünkü geçen sene halk arasında geçim zorluğu vardı. Allah istedi ki, fakir halka yardımda bulanasınız."( Abdi'l Latifi'z Zebini - Sahih-i Buhari Muhtasarı, Tecrid-i Sarih Tercemesi ve Şerhi - Ank: 1973 (3 bsm) C: 12, Sh: 34, Had. No: 1886.)
 
Hanefi fûkahası: "Kurban kesen mükellef; kurbanın etinden kendisi yer, müsafirlere ve fukaraya ikram eder ve kavurma yapıp saklayabilir. Kurban etinin üçte birinden eksik olmamak şartıyla fakirlere tasadduk edilmesi müstehabtır"( Şeyh Abdülgani El Meydani - El Lübab fi şerhi'l Kitab - Beyrut: 1400, C: 3,Sh: 236. Ayrıca Molla Hüsrev - Dürerû'l Hükkam fi şerhû Gureri'l Ahkam - İst: 1307 C: 1, Sh: 270) hükmünde müttefiktir.
 
İslâm âlimlerinin çoğunluğu kurban etinin üç eşit parçaya bölünüp bir parçasının kurban sahibi ve bakmakla yükümlü olduğu kimseler tarafından tüketilmesini, ikinci parçanın zengin bile olsalar eş, dost ve akrabaya hediye edilmesini, üçüncü parçanın ise kurban kesmeyen fakir kimselere dağıtılmasını tavsiye ederler. Kişinin bakmakla yükümlü bulunduğu kimselerin kalabalık olması veya ihtiyaçlarının bulunması halinde kurban etinin kimseye dağıtılmadan evde tüketilmesinde de bir sakınca görülmemiştir. Bu konuda kesin bir sınır yoktur. Kurban sahibinin kurban etinden hem yemesi, ikram etmesi hem de fakirlere dağıtması esastır.
Resûl-i Ekrem (sav)'in Hz. Ali (ra)'ye hitaben kurbanlığın etini, derisini, yularını ve çulunu fakirlere tasadduk etmesini emrettiği bilinmektedir.(İbn-i Hümam - Fethû'l Kadir - Beyrut: 1315 D. Sadr Mtb. C: 2, Sh: 325.)
 
Yine bir Hadis-i Şerif'te: "Kim kurban derisini satarsa, kurbanı makbul değildir"(El Münziri - Et Tergib ve't Terhib - Kahire: 1388 (3 bsm) C: 1, Sh: 156.)hükmü beyan buyurulmuştur. Hanefi fûkahası: "Mükellef, kurbanın derisini ya tasadduk eder veya kendisi ev eşyası olarak kullanır"(İmam-ı Serahsi El-Mebsut Beyrut ty C: 12 Sh: 14.Ayrıca Abdülgani El Meydani - A.g.e. C: 3, Sh: 237) hükmünde müttefiktir. Dolayısıyla bu hususta titizlik göstermek şarttır. Kurban sırf Allah rızâsını kazanmak için kesildiğinden kurbanın etinin ve diğer parçalarının satılması veya benzeri şekilde sahipleri için gelir getirici işlemlere harcanması câiz değildir.
Eğer kırkılacak olursa, bu yünler de sadaka olarak verilir. Fakat kesildikten sonra yünü yolunup veya kırkılıp kullanılabilir, bu câizdir. (Ö. N. Bilmen, B. İslâm İlm. İst. 1985, s. 413–414)
 
Kurbanın derisi sadaka olarak verilir veya ondan seccâde ve saire gibi evde kullanılacak bir şey yapılır. Hz. Âişe (r.anhâ) vâlidemizin ve diğer bazı sahâbîlerin kurban derilerinden su tulumu yaptıkları rivâyet edilmiştir. (Müslim, Edâhî, 28)
Adak kurbanın eti?
Adak (nezir) olarak kesilen kurbanın etinden, adakta bulunan kimse ve onun bakmakla yükümlü bulunduğu kimseler (babası, annesi, dede ve nineleri, çocukları, torunları, hanımı) yiyemezler. Şayet yiyecek olurlarsa yediklerinin bedelini fakirlere tasadduk etmeleri gerekir. Nafile (tatavvu) olarak kesilen kurbanın etinden sahibi de, bakmakla yükümlü bulunduğu kimseler de yiyebilir.
 
Kurbanın parçalarının da sahibine gelir temin etmek amacıyla para ile satılması caiz değildir?
Kurbanın derisi, yünü, bağırsakları, kemikleri, iç yağı gibi eti dışında kalan parçalarının da sahibine gelir temin etmek amacıyla para ile satılması câiz değildir. Bunları kurban sahibi evde kullanabileceği gibi kullanılmak üzere birine hediye de edebilir. Satacak olursa parasını tasadduk etmesi gerekir. Kurbanın bu parçalarının veya satımı halinde parasının hayır işlerine sarf edilmesine.
 
Kurbanın sütünden istifade etmek, etini ve derisini satıp parasını almak veya demirbaş olmayacak bir şey ile değiştirmek mekruhtur. Şayet böyle bir şey yapılırsa, kıymetini yani kaç para ise o miktarı sadaka olarak vermek gerekir. Peygamberimiz (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Kurbanın derisini satan kimsenin kurbanı olmaz.”(ez-Zeylâî, Nasbu’r-Râye, 4/218)
 
Kurbanlık hayvanın kesim öncesinde sütünden ve yününden yararlanmak?
Bir hayvan kurban olarak belirlendikten sonra kesilmezden evvel yününü kesmek, sütünü içmek, binmek, koşmak veya herhangi bir şekilde ondan dünyevi menfaat temin etmek mekruhtur. Eğer sütünü ve yününü satarsa parasını tasaddük eder veya kendisi kullanırsa kıymetini tasadduk eder. Kurbanı kestikten sonra maksat hâsıl olmuş olduğundan her şeyi ile dilediği gibi menfeatlenebilir. Bayram gününden evvel kesmiş olsa etini yemek de helal olmaz. Tasaddük etmesi lazım gelir. (Dürül muhtar – Reddül muhtar c.6 s.329)
 
Kurbanlık koyun ve keçinin yünü, kesimden sonra kırkılıp evde ihtiyaç için kullanılabilir, fakat satılıp paraya çevrilemez. Aksi halde tasadduk edilmelidir. Kurbanın etinin, kesimin yapıldığı bölgede dağıtılması teşvik edilirse de daha fazla ihtiyaç sahiplerinin bulunması halinde başka yerleşim birimlerine de gönderilebilir, nakledilebilir.
 
Kurbandan kasap ücreti verilmez?
Kurbanın et ve derisinden kasap ücreti de verilmez. Yani kasaba, “gel benim hayvanımı kesiver; karşılığında bir miktar et vereyim yahut derisi senin olsun” denilemez. Peki, kasaba et veya deri vermek câiz olmaz mı? Tabii ki câiz olur; ancak, kasaplık ücretini de ayrıca vermek şartıyla... Nitekim Hz. Ali (r.a.)’den şöyle dediği rivâyet edilmiştir: “Resûlüllah (s.a.v.), develer kurban kesilirken başında durmamı, derilerini ve sırtlarındaki çullarını paylaştırmamı emretti. Onlardan herhangi bir şeyi kasap ücreti olarak vermeyi bana yasakladı. Kasap ücretini biz kendimiz veririz.”(Müslim, Hacc, 348) Şayet kurban ücretle kestirilmişse, kesim ücreti kurbanın eti veya derisiyle veya bunların parasıyla ödenmez.

Kurbanın derisi sadaka olarak verilir veya ondan seccâde ve saire gibi evde kullanılacak bir şey yapılır.Hz. Âişe (r.anhâ) vâlidemizin ve diğer bazı sahâbîlerin kurban derilerinden su tulumu yaptıkları rivâyet edilmiştir. (Müslim, Edâhî, 28)
 
 
—Hayvan beslemekle iştigal eden zengin bir kimse, ticaret niyetiyle satın aldığı hayvanlarını birkaç ay besleyip, sütünden ve yününden de istifade ettikten sonra, içlerinden birini kurban bayramında vacip olan kurban niyetiyle keserse olur mu?
Evet olur. Ne mahzuru var ki? Bir hayvan anasından kurbanlık olarak mı doğar? Elbette sütünden yününden istifade edilir. Kurban olmaya karar verdikten sonra artık sütünden yününden istifade edilmez. Daha önce sıradan bir hayvan idi, kurban olunca kurban muamelesi yapılır. Mustafa Sabri akalın
 
—Bu sene kurbanlıklar çok pahalıdır. Üstelik kurbanlık hayvan da bulamıyoruz. Yakın bir şehirde kurbanlık olduğunu bilsek gidip almamız gerekir mi?
Kurban fiyatı rayiçten çok pahalı ise, kurbanlık almak gerekmez. Böyle bir mazeretle kesmeyince vacip terk edilmiş olmaz. Sonra normal değerini altın olarak fakire vermesi de gerekmez. Fazla pahalı değilse gider yakın şehirden alınabilir.Mustafa Sabri akalın
—Yedi kişi kurban olarak bir inek alsalar, hayvan kesildikten sonra hayvanın kanser olduğu anlaşılsa ve eti hiç yenmese bu kurban sahih olur mu?
Sahih olur. Kurbanda esas olan kanın akmasıdır. Kurban kesildikten sonra eti hastalıklı çıksa da önemi yoktur. Mustafa Sabri akalın
 
—Bazı kişiler, (Ne sen zarar et ne ben) diyerek, kurbanı bize emaneten veriyor, biz kestikten sonra getirip tartıyor. Kilosuna göre değerini istiyor. Böyle alış veriş caiz olur mu? Emanet edilen hayvandan kurban olmaz. Kesmeden önce satın almak lazım. Satın alınmamış hayvan bu şekilde kesilmez. Mustafa Sabri akalın
 
—Horoz kurban edeceğim diyen ne yapar? Horoz kurban olmaz. Horoz adamak caizdir. Eti fakirlere verilir. Mustafa Sabri akalın
 
—Kurbanı sıra ile kesmek
Dinî hükümlere göre, bir aile içinde herkesin malı kendisine aittir, müşterek bir aile malı yoktur Bu itibarla, yukarıdaki niteliklere göre kurban kesmekle kim mükellef ise, kurbanı o keser Karı-koca her ikisi de kurbanla mükellef ise, her ikisi de keser Sadece birisi mükellef ise, mükellef olan keser Her ikisi de mükellef değiller ise, hiçbiri kesmeyebilir Mükellef olmadıkları halde kurban kesmek isteyenler de nafile olarak bu ibadeti yapabilirler
(İslam'da eşler arasında mal ayrılığı esastır Ailede mal kime aitse o kurban keser Edinilen mal, eşler arasında ortak ve onlardan her biri bu maldan kendi hissesine düşen miktarla dinen zengin sayılıyorsa, bu durumda her ikisi de kurban keser )
—Kredi kartıyla kurban alma
Kurban kesmekle mükellef olan şahsın, satın alacağı hayvanın ücretini kredi kartıyla ödemesi, kurbanın sıhhatine engel teşkil etmez
—Çocuğun Babasına Gönderdiği Para İle Kurban Kesmek
"Çocuğun babasına gönderdiği kurban parası ile babanın yaptığı kurban kabul değil" sözü doğru değildir Oğlu veya başkası tarafından kendisine bağış yapılan kimse, bağışlanan para ile kurban kesebildiği gibi daha başka ibadetler de yapabilir
—Kurban kesilen hayvanda -BSE hastalığı
Kurbanlık hayvanın kesilmeden önce hastalığı bilinmiyor ve başka bir özrü de yoksa kestikten sonra hastalığının anlaşılması halinde yeniden kurban kesilmesi gerekmez
Ancak satıcının ayıbından dolayı kurbanlığın bedelini bayramın ilk üç gününde iade etmesi durumunda yeniden kurban alınarak kesilir Bundan sonra iade edilmesi halinde bu parayı fakirlere tasadduk eder
—Kuyruksuz koyunlar kurban edilebilir mi?
Kurbana engel olan ayıplar, hayvanın emsali arasında kıymetini azaltan kusurlardır Zararsız şekilde ve daha iyi gelişmesi maksadıyla kuyruklarının fazla kısımları boğulmak suretiyle düşürmek, hayvanların kıymetini düşüren bir ayıp değildir Bu itibarla böyle hayvanların kurban olarak kesilmesinde bir sakınca yoktur
—Adak kurbanının etinden kimler yiyebilir?
Adak kurbanının etinden, adağı yapan kişinin yemesi caiz olmadığı gibi; bu kişinin usûl ve fürûu (yani annesi, babası, nineleri, dedeleri, çocukları, torunları) ve dinen zengin sayılan kimseler de yiyemezler Adak kurbanının etini bu sayılanlar dışında kalan ve dinen fakir olan kimseler yiyebilirler
 
—İbni Nüceym Fetvalarından:"Zeydin, kurbanının derisini satıp bedeli ile kendisi veya hizmetçisi için faydalanması caiz olmaz" (h.Ec. 2/161)
Açıklama: Bu yasaklama, deri parasından faydalanma hususundadır. Fakat onun ile çanak vesaire gibi demirbaş bir şey almasına müsaade verilmiştir.
—Koyun ve keçisi bulunan zengin bir kimse başkasından hayvan alıp besleyip (kurban olarak) kesebilir mi? Dilediği şekilde hareket edebilir. İster kendi sürüsünden tutup keser, isterse başkasından satın alıp kurban eder.İbni Nüceym Fetvalarından: (h.Ec. 2/161)

—Benim üç daireli bir evim var. Bu dairelerden ayda 2,5 cumhuriyet altını geliyor. Şu anda bu dairelerin yapımı için 80 cumhuriyet altını borca girmiş durumdayım. Bu durumda bana kurban kesmek vacib midir? Sahibi bulunduğunuz üç daireden biri, asli ihtiyaç olarak sizin oturacağınız binadır. Geri kalan iki kat ise akar olup, bunların değerini borcunuzdan düştüğünüz zaman, kurban kesme nisabına malik olacağınız ortaya çıkmaktadır. Netice itibariyle, kurban kesmeniz vacibtir.  İbni Nüceym Fetvalarından: (h.Ec. 2/161)
—Bizim buralardaki ihtiyarlar, "Biz eskiden kurbanları bir sene kendimize keser, bir sene kadına keserdik. Fakat şimdi kurbanı erkeğin kesmesi lazımdır" diyorlar. Bu hususta bilgi verir misiniz? Kadın ve erkeğin her ikisi de zengin ise ikisinin de kurban kesmesi gerekir. Para kadının olur da kocası keserse, kadın borçlu kalır. Bunun aksi de böyledir. Yani para erkeğin olur da kurbanı kadın kesecek olursa erkek borçlu kalır. .İbni Nüceym Fetvalarından: (h.Ec. 2/161)
—Bizim bu havalide bir durum var: Kurban kesecek şahıs, 15 gün varken tıraş olmaz, tırnak kesmez ve hamam yapmaz. Bu durum dinen doğru mudur?
Cevap: Kurban kesecek kimsenin, hacılara benzemek maksadı ile Zilhicce ayı girdiğinden itibaren bayrama kadar tıraş olmayı ve tırnak kesmeyi bayram gününe kadar bırakması müstehabtır. Ancak, böyle yapacak bir kimse, Zilhicce ayı girmezden bir iki gün önce bu gibi temizlikleri yapmalıdır. Esasen uzamış tırnaklarını kesmek sünnettir. Sünnetin yapılması müstehabtan daha önde gelir. Yıkanmakta hiçbir mahzur yoktur. .İbni Nüceym Fetvalarından: (h.Ec. 2/161)
 
—Bir adamın traktörü var. Aynı zamanda borçlu bulunmaktadır. Bu kimse kurban kesecek mi? Bir tek traktör, sahibinin çift aletidir. Bu sebeple kurban nisabında traktörün değeri hesaplanmaz. Başka borcu da bulunduğuna göre kurban kesmek vacib değildir. Onun elindeki traktör diğer sanatkârların aleti gibidir. Değeri ne olursa olsun kurban nisabına dâhil edilmez. .İbni Nüceym Fetvalarından: (h.Ec. 2/161)
—Babası zengin bulunan bir evlat, kendi malı olmadığı halde kurban kesebilir mi? Babasından izinsiz veya izinli olarak mı kesmesi gerekir, bu hususta ölçü nedir.
O kimse, kurban kesmek mecburiyetinde değildir. Fakat kendi parası ile kurban alıp kesebilir. Bunun için babasından izin alması da gerekmez. .İbni Nüceym Fetvalarından: (h.Ec. 2/161)
—Ölmüş babası için kurban kesiyorlar. Önce kendisine kesmek şart mıdır? Yoksa kendisine hiç kesmeden ilk olarak ölmüş babasına (veya annesine) kesebilir mi?
Zengin olan bir kimse, kendisine kurban kesmekle beraber, babasına da kesecek olsa caizdir. Fakat kendisi için keseceği kurbanı, babası adına kesmesiyle kendisi borçlu kalır. .İbni Nüceym Fetvalarından: (h.Ec. 2/161)
—Hz. İsmail’e bedel olmak üzere taraf-ı ilahiden gönderilen koç nereden gelmiştir ve kime ait idi? Maide suresinin 27. Ayet-i Kerimesinde geçen ve Hz. Âdem’in iki oğlundan biri olan Habil'in Allah (cc) için takdim ettiği koçtur. Kabil, ziraatçı idi. Habil ise koyunculuk yapıyordu. Kabil, bir tutam başak ile Habil de bir koyun takdim etmek suretiyle Allah'ın (cc) rızasına yaklaşmak istemişlerdi. Kabil iman etmiş olmadığı için onun Allah (cc) için ayırdığı bir tutam başağı değil, Habil'in koçu kabul olundu ve Hz. İsmail'in bıçaktan kurtarılacağı zamana kadar cennette otlamıştı. İşte bu koç, iki defa Allah (cc) yolunda takdim olunmuştur. (Tefsir-i Kurtubi, c. 6, s. 1347) .İbni Nüceym Fetvalarından: (h.Ec. 2/161)
—Bir kimsenin, babasından ayrı, evi ve kazancı var. Fakat aralarında karşılıklı yardımlaşma eksik değil. Söz temsili, babası köyde oğlununun, bulgur ve tarhana gibi senelik iaşesini temin ediyor; oğlu da gerekli para yardımında bulunuyor. Çocuk, babasının malı bulunan bir koyunu, para karşılığı satın alıp kurban olarak kesebilir mi? Bir çocuk, babası ile ticari muamelede bulunabilir. "Aldım sattım" diye yaptıkları akid geçerlidir. Bu sebeple, babasının sattığı bir koyunu, bedeli karşılığında satın alıp, kurban etmesinde hiçbir mahzur yoktur. Aralarında cereyan eden yardımlaşma ise karşılıklı hediyeleşmedir. .İbni Nüceym Fetvalarından: (h.Ec. 2/161)
—Kendine kurban düşen bir babanın, yanında beraber oturdukları bir de oğlu var. Bu oğlan, babasından ayrı kurban kesecek mi? Eğer oğlanın kendisine mahsus nisab miktarı kadar parası varsa kurban kesmesi icap eder. Ayrı ev sahibi olmak şart değildir. Hanefi mezhebine göre, bir evin içinde kaç tane zengin varsa, hepsine ayrı ayrı kurban kesmek icap eder. Şayet bu baba-oğul, Şafii mezhebinde ise babanın kestiği kurban hane halkı için yeterlidir. .İbni Nüceym Fetvalarından: (h.Ec. 2/161)
 
—Bir kimse malını ve mülkünü satıp bir araba veya benzeri bir vasıta satın almış. Bundan başka kaynağı da yok. Bu kimseye kurban kesmek vacib midir?
O vasıtadan başka elinde nisab miktarı kadar para yoksa kurban düşmez. Şayet bahsi geçen miktarda parası varsa kurban kesmesi gerekir. .İbni Nüceym Fetvalarından: (h.Ec. 2/161)
—Bir kimsenin kendi malından alacağı kurbanlıklardan birini veya deve, sığır gibi hayvanlardan bir hissesini küçük çocuğu için kurban olarak kesmesi caiz midir? Evet, caizdir. .İbni Nüceym Fetvalarından: (h.Ec. 2/161)
—Netice Fetvalarından:"Zeyd, kendi malından bir koyun satın alıp ölmüş bulunan bir kimse için Kurban Bayramı gününde kurban etse, o kurbanın etinden kendisinin yemesi ve başkasına yedirmesi caiz olur" Netice Fetvalarından: (H.Ec. 2/161) 
Açıklama: Bu cevaz, "kendi malından" kayd-i ihtirazisinden de anlaşıldığı üzere, kişinin bir hayırhahlık olarak kendi parası ile alıp kesmesi halindedir. Ölen kimsenin vasiyeti üzerine, onun bıraktığı paradan kesmesi halinde, kesiveren şahıs o kurbanın etinden yiyemez. Bir de bu kurbanın bayram günlerinden birinde kesilmesi gerekir. Halkın arasındaki arefe günü kesileceğine dair kanaat yanlıştır.
—Behre Fetvalarından: "Zeyd, kurban yapmak için aldığı koyunu, "İnşallah bayram namazından sonra gelir keserim" diyerek medrese talebesinden Amr'a emanet olarak bıraksa, Amr, Zeyd gelmeden önce ve Zeyd'den izinsiz o koyunu Zeyd için kesmiş olsa, Zeyd'den kurban (borcu) düşmüş olur" Behce Fetvalarından: (H.Ec. 2/161)
—Ali Efendi Fetvalarından: "Küçük (yaştaki) çocuğun babası, çocuğun malından bir kurban satın alıp, çocuk için Kurban Bayramı günü kesse, ödeme (cezası) lazım gelmez" Ali Efendi Fetvalarından: (H.Ec. 2/161) 

 
 
  Bugün 29457 ziyaretçi (54878 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol